Claire Keegan: Hem ‘klasik’ hem de ‘modern’ olabilen hikâye anlatıcısı

Çağdaş İrlanda edebiyatının sessiz ve derinden ilerleyen yazarı Claire Keegan son günlerde gecikilmiş şöhretine kavuşmaya çok yakın. Oscar ‘yabancı’larında sessiz sedasız son 5’e kalan ve mart ayında Türkiye’de vizyona giren ‘Sessiz Kız’ filmi aslında onun ‘Emanet Çocuk’una dayanıyor. Bir söyleşisinde çağdaş romanların gereksiz uzun olduğuna dikkat çeken Claire Keegan, novella ve öyküleriyle ‘küçük ama derin’ anlatılarla hem ‘klasik’ hem de ‘modern’ olabilmeyi başarıyor.

‘Emanet Çocuk’tan ‘Sessiz Kız’a

Geçen yıl yurt dışında popüler olan ‘The Quiet Girl’ filmi Türkiye’de 10 Mart 2023’te ‘Sessiz Kız’ adıyla vizyona girmişti. İrlanda’da adeta olay yaratan, övgülere boğulan ‘The Quiet Girl’, Berlinale’de gösterime girmiş, ancak asıl popülerliğini ‘En İyi Uluslararası Film’ dalında İrlanda’nın Oscar aday adayı olarak seçilmesiyle yakalamıştı.

Önce Akademi Ödülleri’nde yarıştığu kategoride ilk 15’lik uzun listeye kalan ‘The Quiet Girl’, daha sonra bir büyük başarıya daha imza atarak 5 adaydan biri olarak kısa listeye de kalmış ve Oscar’a aday olmuş ve minimal anlatısıyla yurt dışındaki izleyenleri büyülemeyi başarmıştı.

Birçok kişi ıskalasa da aslında bu minimalliğin en büyük mimarı ise kitabın uyarlandığı kitap yani ‘Foster’…

Türkçeye Jaguar Kitap tarafından Behlül Dündar çevirisiyle ‘Emanet Çocuk’ adıyla yayımlanan bu eser, ne kadar güçlü bir hikâye olduğunu milyonlara beyaz perdedeki yansımasıyla kanıtlasa da filmin uyarlandığı novellaya dair önemli bir detay da artık yavaştan gün yüzüne çıkmaya başladı: ‘Sessiz Kız’ın romanı ‘Emanet Çocuk’ tek başına bile İrlandalı yazar Claire Keegan’ın ne denli kıymetli bir ‘hikâye anlatıcısı’ olduğunu bizlere gösteriyor.

Ona göre romanlar gereksiz uzun ve detaylar metnin gücünden götürüyor

Can Yayınları etiketiyle yayımlanan ‘Kırmızı Kazak’taki denemeleriyle okurlarla buluşan Meltem Gürle, 2018 yılında kaleme aldığı bir yazıda aslında Claire Keegan’ın ne denli kıymetli bir yazar olduğuna satır satır değinmişti. Köklü geleneklerine bağlı olan ve hikâyecilik geleneğini devam ettiren İrlandalı yazarlar arasında Claire Keegan’ın farkını bizlere hatırlatan Gürle, yazısında yazarın bir söyleşisinde romanların uzunluğuna dair yaptığı bir yoruma da yer vermişti.

Claire Keegan, niceliksel bazda üç yılda bir roman çıkartan bir edebiyatçı değil. Şimdilik ‘Emanet Çocuk’ ve yine Jaguar Kitap’tan yayımlanan ‘Böyle Küçük Şeyler’ adlı novellaları haricinde Yüz Kitap’tan çıkan ‘Mavi Tarlalardan Yürü’ adlı öykü kitabıyla Türk okurların karşısına çıkan Keegan’ın aslında çok da fazla ‘henüz çevrilmemiş’ bir eseri yok aslında.

Romanların gereksiz uzun olduğunu düşünen Keegan, aslında birçok edebiyatçının ıskaladığı önemli bir noktaya parmak basmış. Keegan, bir söyleşisinde bir esere fazlaca ayrıntılar eklendiğinde hikâyenin aslında bulanıklaştığını, gereksiz detayların, metnin etkileyiciliğinden götürdüğünü söylemiş.

Kırılgan ve naif mikro anlatıların sessiz ve derinden ilerleyen yazarı Claire Keegan, bu düşüncesiyle postmodern edebiyattaki kurguların aslında dünyayı baştan fethetme ve yeni bir şey üretebilmek adına vasatlaştıklarına vurgu yapmış. Özellikle Booker ödüllerinde dikkat çeken biçimsellik ve görece uzunluk, Keegan’ın dikkat çektiği nokta ile birleştiğinde gerçekten durup bir düşünmek istiyor okuyucu.

O aslında hem ‘klasik’ hem de ‘modern’ olabilen anlatıların yazarı

Beyaz perdeye ‘Sessiz Kız’ adıyla aktarılan ‘Emanet Çocuk’ta ‘ev’ ve ‘yuva’ arasındaki farkı kısacık bir şahanelikte aktarabilmeyi başaran Claire Keegan, benzer bir etkiyi Türkçeye en son çevrilen ‘Böyle Küçük Şeyler’de de başarıyor.

Kendisine çocukken vaktizamanında sebepsizce bir iyilik yapılmış olan bir adam, yaşlandığında geçmişle bağ kuruyor ve ‘iyide kalmayı seçen’ olmanın gerektirdiği iyilik üzerine bir bayrak taşıyıcısı/ileticisi olup olmama ikilemini bizlere tek nefeste aktarıyor.

2022 Booker Ödülü’nde kısa listeye kalma başarısı sergileyen ‘Böyle Küçük Şeyler’ bütün bunları yaparken arka fonda İrlanda’nın yakın dönemdeki en büyük utanç kaynağı olan büyük bir ‘çamaşırhane’ skandalını tutuyor, bizlere büyük bir acıyı bal eyleyerek son tahlilde iyiliğin kazanacağını, adaletin er ya da geç yerini bulacağını hatırlatıyor.

Claire Keegan, postmodern edebiyat içinde pesimistliğe hapsolmuş ve tam da bu kötümserlik yüzünden ancak bir göz açılması ya da uyanışla fark edilebilecek hayatın ta kendisine hem ‘klasik’ hem de ‘modern’ bir anlatıyla neden iyi bir hikâye anlatıcısı olduğunu kanıtlıyor.

‘Sessiz Kız’ daha da geniş kitleler tarafından fark edilmeden önce tam da bu sebeplerden ötürü İrlanda’nın en kaydadeğer edebiyatçılarından biri olan Claire Keegan, özellikle de ‘Emanet Çocuk’la muhakkak keşfedilmeyi hak ediyor.

 

twitter.com/mayksisman
instagram.com/mayksisman
youtube.com/mayksisman
[email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir